En Yüksek Teklifi Nema Kimya-Espe Ogg Verdi

ANKARA (A.A) - 05.05.2010 - Elektrik Üretim A.Ş'ye ait Kayaköy (grup 3) hidroelektrik santralinin nihai pazarlık görüşmesinde en yüksek teklifi, 17 milyon 411 bin 500 dolarla, Nema Kimya-Espe OGG verdi. Açık artırmada sözlü turlar, firmaların teklif vermemesi nedeniyle yapılmazken, ihalede en yüksek yazılı teklif geçerli olacak.

Özelleştirme İdaresi Başkan Vekili Ahmet Aksu, yazılı turlarda verilen tekliflerin yeterince yüksek rakamlar olduğunu ifade ederek, ihale sonucunun ÖYK tarafından onayından sonra, teklif veren yatırımcıların en yüksek teklifi verenden başlamak üzere, sözleşme imzalamak üzere çağrılacağını bildirdi.

Bu arada, son yazılı turda en yüksek teklifi veren ilk üç firma ve teklifleri şöyle:

"-Nema Kimya-Espa OGG: 17 milyon 411 bin 500 dolar
-Batıçim Enerji Elektrik Üretim A.Ş: 17 milyon 400 bin dolar
-NZN Madencilik Enerji Üretim Otomotiv, Gıda, İnş.San. ve Tic. A.Ş: 17 milyon 300 bin dolar."

Kaynak : Anadolu Ajansı

Okul Laboratuarında Patlama



Üsküdar'da bir kolejin ilköğretim bölümünde, kimya laboratuarında deney yapılırken patlama meydana geldi.




Üsküdar'da bir kolejin laboratuarında deney yapılırken meydana gelen patlamada kimya öğretmeni ile birlikte 5 öğrenci yaralandı. Facianın eşiğinden dönülen kaza sonrası laboratuar adeta savaş alanına döndü. Çamlıca Ünalan Mahallesi Demir Sokak üzerindeki Biltek Koleji ilköğretim bölümünde dün saat 16.00 sıralarında, öğretmen Dilek Akyıldız ile öğrencileri fen laboratuarında deney yaparken, deney tüpü bilinmeyen bir nedenle patladı. Öğrenciler büyük panik yaşanırken, patlama sonrası laboratuarı saran alevler nedeniyle öğretmen Dilek Akyıldız ile ön sıralarda bulunan Mihriban E., Hasan T., Beyzanur A., Yusuf K. ve Mine K. adlı öğrenciler yaralandı.

PATLAMA YANGINA YOL AÇTI
Yaralılar ambulanslarla hemen Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Patlama sonrası savaş alanına dönen laboratuarda çıkan yangın okul görevlileri tarafından söndürüldü. Vücudunda ağır yanıklar oluşan öğrencilerden Beyzanur A. ile Mine K. yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alındı. Yaralı öğrencilerden Yusuf K. yanık servisinde tedavi edilirken, öğretmen Dilek Akyıldız ile öğrenciler Hasan T. ve Mihriban E. ise tedavilerinin ardından taburcu edildi. Öte yandan, hastanede olayı takip eden Habertürk gazetesi muhabiri Turan Aslanoğlu ile Doğan Haber Ajansı Muhabiri Ramazan Almaçayır, yaralı yakınlarının saldırısına uğradı. Saldırıda muhabirlerin fotoğraf makineleri kırıldı. Polisin olayla ilgili başlattığı soruşturma sürüyor.

20 Milyar Doları İdare Eden Kadro Kimya İhracatını Yönetmeye Aday

Metin Uysal (ortada) başkanlığındaki listede Hüseyin Nakiboğlu (sağda) ve Abdullah Çeker de bulunuyor.

Otomotiv ve tekstilin ardından 12 milyar dolarla Türkiye'nin ihracatında üçüncü sırada yer alan kimya sektörü 13 Nisan Salı günü başkanını seçecek.

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği'nin (İKMİB) seçiminde mevcut başkan Murat Akyüz ile birlikte MKS Marmara Entegre Kimya'nın Genel Müdürü Metin Uysal ve Fırat Plastik'in sahibi Nevzat Demir'in yarışması bekleniyor.

İlk kez üç adayın yarışacağı seçimde, Metin Uysal sektörün büyük firmalarının desteğini aldı. Aday şirketlerin, bağlı bulundukları gruplarla birlikte toplam cirosu 20 milyar doları buluyor. Bunlar arasında Ülker, Topbaş, Kiğılı, Petkim ve Naksan gibi önde gelen şirketler yer alıyor. Başkanlığa Topbaş Grubu bünyesindeki MKS Marmara Entegre Kimya'nın Genel Müdürü Metin Uysal'ın aday olduğu ekip, hedeflerini ve projelerini Zaman'a anlattı. Aynı dilden konuşan ve birbirini çok iyi anlayan bir ekip kurduklarını belirten Uysal, sektörün tamamını kucaklayarak, kimya ihracatına ivme kazandırmaya yönelik projeler üzerinde çalıştıklarını söyledi. Uysal, "Yönetim kurulu adayları kimya, petrokimya, plastik, ilaç, kauçuk, plastifiyan, polyester ve boya gibi İKMİB'in tüm alt sektörlerini temsil edecek şekilde üretici, ihracatçı firmaların temsilcilerinden oluşuyor." dedi. Başkan adayı Uysal, 2023 yılında sektörlerinin ihracatını 60 milyar dolara çıkarmak için çalışacaklarını kaydetti. Bunun için Ar-Ge çalışmalarına ağırlık vereceklerini, üniversite-sanayi işbirliğini artıracaklarını vurgulayan Uysal, ihracatta firmalar arasındaki haksız rekabeti de engelleyeceklerini aktardı. Uysal'ın listesinde 1. başkan vekili olarak yer alan Nakpa Plastik'in patronu Hüseyin Nakiboğlu da sektörün meselelerini bilen, projeler ve çözümler üretecek bir kadroyla yola çıktıklarını ifade ederken, İKMİB'e üye bütün firmaları oy vermeye çağırdı. Metin Uysal başkanlığındaki liste şu isimlerden oluşuyor: Hüseyin Nakiboğlu (Nakpa Plastik), Abdullah Çeker (Işık Plastik), Kenan Yavuz (Petkim), Bahadır Karaarslan (Farmamak Ambalaj-Ülker), Osman Aksoy (Hayat Kimya), Faruk Yıldız (Tibet Kozmetik-Sultanlar Grubu), Nurhan Kaya (Derby AŞ), Ahmet Sarıbay (Ankara Beşer Ecza Deposu), Sinan Sungur (Plastay Kimya).

7.000 üyesi bulunan İKMİB'de iki dönem önce yapılan seçimlerde 78 kişi oy kullanmıştı. Bu rakam bir önceki seçimde 400'e çıktı. 13 Nisan Salı günü saat 14.00'te Yenibosna'daki Dış Ticaret Kompleksi'nde gerçekleştirilecek seçimlerde ise 1.600'den fazla üyenin oy kullanması bekleniyor.

Kızı Çok Tüketti Fabrikasını Kurdu











YURT DIŞINDAN TALEP VAR
Deren Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Taşkın Öztürk, Cosmed ürünlerine Arap ülkeleri, Suriye, Suudi Arabistan ve İran’dan talepler olduğunu söyledi.

20 yıldır fabrikaların buhar kazanları ve soğutma kulelerinin temizliğiyle ilgili su kimyasal ürünleri satan Deren Kimya, 2006 yılında girdiği medikal kozmetik alanında ilk sıraya yerleşmeyi hedefliyor. Su kimyasallarında yüzde 25’lik pazara hakim olduklarını söyleyen Deren Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Taşkın Öztürk, “Kızımın kozmetik ürünlerine ödediği fiyatlardan etkilenerek Ege Teknoloji Cosmed’i kurdum. Zaten kendi bünyemizde 20 kadar markaya private label olarak fason üretim yapıyorduk. Kozmetik işine girmeye karar verince Gebze’de fabrika kurduk ve Ar-Ge’ye başladık. Öz sermaye ile Cosmed için 4 milyon dolarlık yatırım yaptık” dedi.

HEDEF 600 ECZANE
Öztürk, Cosmed markasının eczanelerde saç ve cilt bakım ürünleri, akne ve vücut bakım ürünleri ile tüy ürünleri kalemlerinde satıldığını belirtti.
Şu an 200 eczanede olduklarını da söyleyen Öztürk, hedeflerinin 600 eczane olduğunu ifade ederek, “2010 yılında Cosmed ile önemli bir yerde; hatta zirvede olmak istiyoruz” dedi. 2009’da 20 milyon dolar ciroya ulaşan Deren Kimya’nın krizde yüzde 18 büyüdüğünü belirten Öztürk, “Bu yıl ciro hedefi 24 milyon dolar” diye konuştu.

Prof. Dr. Metin Balcı'ya Vefa...

Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü'ne ait "NMR Spektroskopi Laboratuvarı"na halen Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde görev yapan Prof. Dr. Metin Balcı'nın ismi verildi.

Fakültede düzenlenen törene Prof. Dr. Metin Balcı'nın yanı sıra Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak, Rektör yardımcıları Prof. Dr. Samih Diyarbakır, Prof. Dr. Sebahattin Tüzemen, eski Rektör Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz, bilim adamları ve öğrenciler katıldı.

Fen Fakültesi Kimya Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nurullah Saraçoğlu, yaptığı takdim konuşmasında, Prof. Dr. Metin Balcı'nın bilimsel çalışmalarından söz etti. Saraçoğlu, "Bölümümüzün bugünkü haline gelmesinde çok büyük emeği olan hocamız ilk doktora öğrencisini 1985 yılında mezun etmiştir. Bölümümüzde toplam 19 doktora 24 yüksek lisans tezi yaptırmıştır. Bölümümüzde yetiştirdiği öğrencilerinden şu anda 15 Profesör 6 Doçent ve 5 Yardımcı Doçent ülkemizin çeşitli üniversitelerinde görev yaparken, ODTU'de yetiştirdiği öğrencilerle bu sayı daha da artmaktadır," açıklamasını yaptı.

Saraçoğlu, Organik Kimya alanında Türkiye adresli yapılan makaleler sıralamasında Fen Fakültesi Kimya Bölümü'nün ODTU'den sonra ikinci sırada yer aldığını hatırlattı ve şunları kaydetti: "Organik Kimya grubunun bu aşamaya gelmesinde şüphesiz hocamızın çok büyük katkıları olmuştur. Hocamızın katkısı sadece organik kimyaya olmamış, bugün hemen bütün anabilim dallarında çok saygın uluslar arası dergilerde bilimsel makale yapan bir bölüm haline gelmesinde de en önemli pay sahiplerinden birisi olmuştur. Öğrencileri olarak bizler ülkemizin en saygın kimya bölümleri arasına gelmesinde emeği geçen hocamızı bölümümüzü daha da ileriye götürerek gururlandıracağız ve onun bize aşıladığı kaliteden asla ödün vermeyeceğiz. Bir bayrak yarışı olarak gördüğümüz bu hizmeti yeni nesillere aktararak görevimizi yapmaya çalışmaktayız."

561 YAYINDAN 74'Ü BALCI'NIN
Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ö. İrfan Küfrevioğlu'da, konuşmasında, Prof. Dr. Metin Balcı'nın 1997 ve 1983 yılları arasında Atatürk Üniversitesi'nde görev yaptığını hatırlattı ve Balcı'nın, Atatürk Üniversitesi'nde çok önemli bilimsel faaliyetler yürüten örnek bir şahsiyet olduğunu belirtti. "1983-1997 Yılları arasında üniversitemiz adresli toplam yayın sayısı 561'dir; bu yayınların 74'ü Balcı'nındır," diyen Dekan Küfrevioğlu, Balcı'nın, çok sayıda öğrenci ve akademisyen yetiştirdiğini ve bu görevini sürdürmeye devam ettiğini kaydetti.

REKTÖR KOÇAK: " KİMYA LABORATUARI ÜLKEYE HİZMET EDİYOR"
Törende bir konuşma yapan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak, Atatürk Üniversitesi'nin en eski bölümlerinden biri olan Kimya Bölümü'nün temellerinin Prof. Dr. Metin Balcı tarafından çok sağlam bir şekilde atıldığını ve başarı dolu bugünlere gelindiğini belirtti.

Rektör Koçak, uzun yıllar Atatürk Üniversitesi'nde görev yaptıktan sonra ODTÜ'ne giden Prof. Dr. Metin Balcı'nın Atatürk Üniversitesi'yle irtibatını koparmadığını hatırlattı ve fedakârlığı için ayrıca teşekkür etti.

Fen Fakültesi'nin diğer bölümleriyle birlikte Atatürk Üniversitesi'nin önemli ölçüde bilimsel yükünü çektiğini ifade eden Rektör Koçak, Metin Balcı'nın ismi verilen kimya laboratuarının hem bölgeye hem de ülkeye hizmet verdiğini anlattı.
"İnanıyorum ki, Atatürk Üniversitesi bulunduğu yerden çok daha iyi yerle gelecektir," diyen Rektör Koçak, Prof. Dr. Metin Balcı'nın uzun yıllar Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü'nde bilim adamı olarak çok değerli hizmetlerde bulunduğunu, binlerce öğrenci ve çok sayıda akademisyen yetiştirdiğini, dünya çapında ses getiren bilimsel çalışmalara imza attığını kaydetti.

BALCI: "ÜNİVERSİTEMİN UŞAĞI OLMAYA DEVAM EDECEĞİM!"
Prof. Dr. Metin Balcı ise konuşmasında, Erzurumlu olduğunu ve Atatürk Üniversitesi'nin jestinden dolayı teşekkür etti. "Son derece gururlandım. Herkese şükranlarımı sunuyorum. Ben üniversitemden kaçmadım; 17 yıl Atatürk Üniversitesi'(nde hizmet ettim, ODTÜ'den teklif geldi. Kara vermekte çok zorlandım. Gitmek taraftarı değildim," diyen Balcı, duygularını şöyle dile getirdi:
"Çünkü burada yürüttüğümüz çalışmalar vardı. Bırakıp gidersem burası ne olur, sistem nasıl devam eder? Diye kaygılanıyordum. Desteğimi kesmemek kaydıyla teklifi kabul ettim. Daha sonra da gördüm ki, arkadaşlarım çok iyiler, endişelerim de yersizmiş. Çünkü benden sonra daha iyisini sizler yaptınız. İnanın, şu anda, ODTÜ'nde olmayan imkânlar burada, Atatürk Üniversitesi'nde var. Ben, buranın evladıyım. Erzurum'un çocuğuyum. Her zaman 'Atatürk Üniversiteliyim' diyorum. Beni ben yapan Atatürk Üniversitesi'dir. Buranın imkânlarıdır. Omuzlarıma çok büyük bir yük koydunuz. Bu yükü taşımam çok zor olacak, biliyorum. Sizlerin de şunu bilmesini istiyorum: Ben, bu üniversitenin uşağı olmaya devam edeceğim."

PROF. DR. SÜTBEYAZ: "KİMYA BÖLÜMÜ TÜRKİYE'NİN EN İYİ BÖLÜMLERİNDEN BİRİ"
Daha sonra konuşan Atatürk Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz'da, Fen Fakültesi'nde Kimya Bölümünden sonra, Organik Kimyanın kurulduğunu, birçok işe sıfırdan başlanıldığını hatırlattı.

Bilimsel çalışma nasıl yapılır, yayın nedir, nasıl hazırlanır, nasıl yayınlanır? gibi pek çok konunun öğrenilmesinde Balcı'nın öncü bir rolü olduğunu hatırlatan Sütbeyaz, "Bu bölüm, şu anda, Türkiye'nin en iyi bölümlerden biri haline geldi. Metin Bey'den çok şey öğrendik. Kendisine minnettarız. Her zaman teşekkür ediyoruz. Atatürk Üniversitesi bugün Türkiye'nin önde giden birkaç üniversitesinden biriyse, bunda, Metin Bey gibi bilim adamlarımızın katkısı çok büyüktür," değerlendirmesini yaptı.

PROF. DR. METİN BALCI'NIN ÖZGEÇMİŞİ
Prof. Dr. Metin Balcı, 1948 yılında Erzurum'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Erzurum'da tamamladı. 1972 yılında Köln Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü'nden mezun oldu. Doktorasını Organik Kimya dalında Köln Üniversitesi profesörlerinden Emanuel Vogel'den 1976 yılında aldı. 1980 yılında Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü'nde göreve başladı. 1987 yılında profesörlüğe yükseltildi. Organik peroksitler, doğal ürün sentezleri, gerilimli hidrokarbon bileşikleri, fotokimya, heteroorganik bileşikler ve mekanistik organik kimya alanlarında çalışmalar yaptı. Nükleer Manyetik Rezonans Spektroskopi'yi Türkiye'de ilk kullanan bilim insanlarından biri oldu. NMR ile ilgili basılmış iki Türkçe, bir İngilizce kitabı bulunuyor.

Santrale 3 Günde 6 Bin “Hayır”
















Yalova şehir merkezine 10 km uzaklıktaki Aksa Akrilik Kimya Aş tesisleri içinde kurulmak istenilen 645 MW’lık Kömürlü Termik Santrale karşı düzenlenen imza kampanyasında ilk 3 günde 5 bin 750 imzaya ulaşıldı.

Bir hafta sürecek olan protesto amaçlı kampanyaya büyük destek veren Yalovalılar, kadın, erkek, çocuk, genç, yaşlı demeden imzalarıyla santrale hayır diyor Yalova Çevre Platformu (YAÇEP) gönüllü üyelerinin vatandaşlara Yalova’da termik santralin neden olabileceği zararlarla ilgili bilgilendirmelerin de yapıldığı imza standı, Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nin önünde yer alıyor.

Yalova’nın geleceğine imzalarıyla destek vermek isteyen duyarlı vatandaşları kente sahip çıkmaya çağıran YAÇEP Başkanı Feride Uyar, Pazar akşamı 18.00’e kadar standın açık olacağını belirtti. Uyar, “Toplanan imzaları TBMM’ye kadar götüreceğiz, eğer mümkün olursa Yalova Milletvekillerimiz, olmaz ise çevre illerimizin vekilleri aracılığı ile bu konuyu mecliste dile getirmek istiyoruz. Tek bir Yalovalının, tek bir Yalova vatandaşının imzası dahi bizim için altın değerinde. Hafta sonuna kadar imzalarınızla santrale hayır diyerek tepkinizi gösterin” çağrısında bulundu. Ayrıca internet üzerinde www.yacep.org adresinden sanal olarak imza desteği vermek mümkün.


GÖNÜLLÜLERE YALOVA HALKINDAN BÜYÜK DESTEK

YAÇEP Standında görev yapan gönüllüler ise, vatandaşların duyarlılığından çok mutlu olduklarını dile getirdiler. Kampanya Sorumlusu Özlem Akyüz Bayrı, Çevre Platformu Gönüllüleri olarak Yalova halkından büyük destek gördüklerini ifade ederek, “Bir vatandaş yanımıza gelerek santralin zararlarını sordu, bildiklerimizi anlattık. Daha sonra kendisinin Elbistan’da yıllarca kaldığını ve temiz, yaşanabilir, gelişmiş bir yer olarak Yalova’ya yerleştiğini ancak buraya da santral kurulmak istendiğini duyunca büyük hayal kırıklığına uğradığını anlattı” diye konuştu.

Yine platform gönüllülerinden Lütfü Lüleci ise imza atarken gözyaşlarını tutamayan 60 yaşlarındaki Orhan K. adındaki çevre dostundan çok etkilendiğini belirterek şunları söyledi; “Orhan bey, standa geldiğinde bize imza kampanyasını duyunca yolunu değiştirip geri döndüğünü söyleyerek, yıllar önce Gökova’da verilen çevre mücadelesine tanık olduğunu anlattı. Santrallerin zararlarını çok iyi bildiğini söyledi, imza atarken o kadar duygulandı ki gözlerinden yaşlar süzüldü. Bu insanlar ve şehrimiz için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız” diye konuştu.

Yaşam Abdest Kadar Ucuz Değildir


Kanserojen etkisi çok net olarak saptanmış ve çağdaş ülkelerde insan yaşamından izole edilmesi ciddi programlarla hayata geçirilen ASBEST ile ilgili ilçemizde ve ülkemizde alınacak önlemler çok. Uluslar arası Kanser Araştırma Ajansının kanserojen maddeler listesinde asbest maddesi, "kesin kanserojen" tanımlanması ile 1. grupta sınıflandırılıyor.


Asbest Solunum ya da içme suyu yoluyla vücuda girdiğinde başta kanser olmak üzere çeşitli hastalıklara yol açıyor. Konuyla ilgili bilgisine başvurduğumuz Akşehir Sağlık Grup Başkanı Doktor Ethem Akyel, asbestin kanserojen bir madde olduğunu; akciğer zarları arasında sıvı toplanması, kireçlenme, akciğer zarı kalınlaşması ve akciğer dokusunda bağ dokusu oluşumu gibi hastalıklara neden olabildiğini ifade etti. Abestin düşük oranlarda soluduğumuz havada ve doğal kaynaklar da dahil olmak üzere içme suyunda bulunduğunu ifade eden Ethem Akyel; “Asbest ülkemizin birçok yöresinde bulunmakta ve halkımız tarafından bilinçsizce kullanılmaktadır. Köylüler, asbesti evlerinin damlarına sermek, evlerini badana yapmak için ve küçük çocuklarda pudra yerine kullanırlar. Bu uygulamalar sırasında havaya karışan asbest lifleri yoğun şekilde solunur. Asbest, onu topraktan çıkaran ve kullanan köylülerden başka, asbestin kullanıldığı endüstri alanlarında çalışan işçiler için de çok zararlıdır.” dedi. Halkın asbestin neden olduğu hastalıkları tam bilmediğini belirten Ethem Akyel, “Asbestin neden olduğu hastalıklarri nefes darlığı, sırt ağrısı ve öksürük ilk belirtileridir. Sürekli maruz kalan kişi aynı zamanda sigara içicisi ise bu oran daha da çok artabiliyor. Halkın asbest konusunda bilgilendirilmesi gerekiyor. ” ifadelerini kullandı. Suyun dinlendirilerek içilmesi gerektiğini fakat bunun tam anlamıyla çözüm yolu olmadığını belirten Ethem Akyel, fren balataları, sıhhı tesisat işi yapan kişilerin maske kullanması gerekiyor. Su borularında oluşan asbestten korunmak için ise suyun dinlendirilmesi yeterli değil. Aynı zamanda asbestli boruların yenilemesi gerekir ki bu da oldukça maliyetli bir iş.” dedi.

Hiçbir varlık, hiçbir yapı, hiçbir zenginlik insan sağlığı ile kıyaslanamaz. Yitirdiğimiz sağlığımızı geri kazanmak ise o kadar kolay olmuyor. “YAŞAM ASBEST KADAR UCUZ DEĞİL” diyor tüm yetkilileri bu konuda göreve çağırıyoruz.

ASBEST NEDİR?
Asbest ya da diğer ismiyle amyant; ısıya, aşınmaya, kimyasal maddelere çok dayanıklı lifsel yapıda bir mineraldir. 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren endüstride yaygın olarak kullanılmış ve ‘sihirli mineral’ olarak isimlendirilmiştir. 3.000’den fazla kullanım alanı olan asbestten, özellikle gemi, uçak, otomobil yapımında, inşaat sektöründe, ısı ve ses izolasyonunda yaygın olarak yararlanılmıştır. 50 yıl kadar önce kansere neden olduğu anlaşılan asbest bu sefer de ‘öldürücü toz’ ismiyle anılır olmuştur.

Powered by Blogger