Kızı Çok Tüketti Fabrikasını Kurdu











YURT DIŞINDAN TALEP VAR
Deren Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Taşkın Öztürk, Cosmed ürünlerine Arap ülkeleri, Suriye, Suudi Arabistan ve İran’dan talepler olduğunu söyledi.

20 yıldır fabrikaların buhar kazanları ve soğutma kulelerinin temizliğiyle ilgili su kimyasal ürünleri satan Deren Kimya, 2006 yılında girdiği medikal kozmetik alanında ilk sıraya yerleşmeyi hedefliyor. Su kimyasallarında yüzde 25’lik pazara hakim olduklarını söyleyen Deren Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Taşkın Öztürk, “Kızımın kozmetik ürünlerine ödediği fiyatlardan etkilenerek Ege Teknoloji Cosmed’i kurdum. Zaten kendi bünyemizde 20 kadar markaya private label olarak fason üretim yapıyorduk. Kozmetik işine girmeye karar verince Gebze’de fabrika kurduk ve Ar-Ge’ye başladık. Öz sermaye ile Cosmed için 4 milyon dolarlık yatırım yaptık” dedi.

HEDEF 600 ECZANE
Öztürk, Cosmed markasının eczanelerde saç ve cilt bakım ürünleri, akne ve vücut bakım ürünleri ile tüy ürünleri kalemlerinde satıldığını belirtti.
Şu an 200 eczanede olduklarını da söyleyen Öztürk, hedeflerinin 600 eczane olduğunu ifade ederek, “2010 yılında Cosmed ile önemli bir yerde; hatta zirvede olmak istiyoruz” dedi. 2009’da 20 milyon dolar ciroya ulaşan Deren Kimya’nın krizde yüzde 18 büyüdüğünü belirten Öztürk, “Bu yıl ciro hedefi 24 milyon dolar” diye konuştu.

Prof. Dr. Metin Balcı'ya Vefa...

Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü'ne ait "NMR Spektroskopi Laboratuvarı"na halen Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde görev yapan Prof. Dr. Metin Balcı'nın ismi verildi.

Fakültede düzenlenen törene Prof. Dr. Metin Balcı'nın yanı sıra Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak, Rektör yardımcıları Prof. Dr. Samih Diyarbakır, Prof. Dr. Sebahattin Tüzemen, eski Rektör Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz, bilim adamları ve öğrenciler katıldı.

Fen Fakültesi Kimya Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nurullah Saraçoğlu, yaptığı takdim konuşmasında, Prof. Dr. Metin Balcı'nın bilimsel çalışmalarından söz etti. Saraçoğlu, "Bölümümüzün bugünkü haline gelmesinde çok büyük emeği olan hocamız ilk doktora öğrencisini 1985 yılında mezun etmiştir. Bölümümüzde toplam 19 doktora 24 yüksek lisans tezi yaptırmıştır. Bölümümüzde yetiştirdiği öğrencilerinden şu anda 15 Profesör 6 Doçent ve 5 Yardımcı Doçent ülkemizin çeşitli üniversitelerinde görev yaparken, ODTU'de yetiştirdiği öğrencilerle bu sayı daha da artmaktadır," açıklamasını yaptı.

Saraçoğlu, Organik Kimya alanında Türkiye adresli yapılan makaleler sıralamasında Fen Fakültesi Kimya Bölümü'nün ODTU'den sonra ikinci sırada yer aldığını hatırlattı ve şunları kaydetti: "Organik Kimya grubunun bu aşamaya gelmesinde şüphesiz hocamızın çok büyük katkıları olmuştur. Hocamızın katkısı sadece organik kimyaya olmamış, bugün hemen bütün anabilim dallarında çok saygın uluslar arası dergilerde bilimsel makale yapan bir bölüm haline gelmesinde de en önemli pay sahiplerinden birisi olmuştur. Öğrencileri olarak bizler ülkemizin en saygın kimya bölümleri arasına gelmesinde emeği geçen hocamızı bölümümüzü daha da ileriye götürerek gururlandıracağız ve onun bize aşıladığı kaliteden asla ödün vermeyeceğiz. Bir bayrak yarışı olarak gördüğümüz bu hizmeti yeni nesillere aktararak görevimizi yapmaya çalışmaktayız."

561 YAYINDAN 74'Ü BALCI'NIN
Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ö. İrfan Küfrevioğlu'da, konuşmasında, Prof. Dr. Metin Balcı'nın 1997 ve 1983 yılları arasında Atatürk Üniversitesi'nde görev yaptığını hatırlattı ve Balcı'nın, Atatürk Üniversitesi'nde çok önemli bilimsel faaliyetler yürüten örnek bir şahsiyet olduğunu belirtti. "1983-1997 Yılları arasında üniversitemiz adresli toplam yayın sayısı 561'dir; bu yayınların 74'ü Balcı'nındır," diyen Dekan Küfrevioğlu, Balcı'nın, çok sayıda öğrenci ve akademisyen yetiştirdiğini ve bu görevini sürdürmeye devam ettiğini kaydetti.

REKTÖR KOÇAK: " KİMYA LABORATUARI ÜLKEYE HİZMET EDİYOR"
Törende bir konuşma yapan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak, Atatürk Üniversitesi'nin en eski bölümlerinden biri olan Kimya Bölümü'nün temellerinin Prof. Dr. Metin Balcı tarafından çok sağlam bir şekilde atıldığını ve başarı dolu bugünlere gelindiğini belirtti.

Rektör Koçak, uzun yıllar Atatürk Üniversitesi'nde görev yaptıktan sonra ODTÜ'ne giden Prof. Dr. Metin Balcı'nın Atatürk Üniversitesi'yle irtibatını koparmadığını hatırlattı ve fedakârlığı için ayrıca teşekkür etti.

Fen Fakültesi'nin diğer bölümleriyle birlikte Atatürk Üniversitesi'nin önemli ölçüde bilimsel yükünü çektiğini ifade eden Rektör Koçak, Metin Balcı'nın ismi verilen kimya laboratuarının hem bölgeye hem de ülkeye hizmet verdiğini anlattı.
"İnanıyorum ki, Atatürk Üniversitesi bulunduğu yerden çok daha iyi yerle gelecektir," diyen Rektör Koçak, Prof. Dr. Metin Balcı'nın uzun yıllar Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü'nde bilim adamı olarak çok değerli hizmetlerde bulunduğunu, binlerce öğrenci ve çok sayıda akademisyen yetiştirdiğini, dünya çapında ses getiren bilimsel çalışmalara imza attığını kaydetti.

BALCI: "ÜNİVERSİTEMİN UŞAĞI OLMAYA DEVAM EDECEĞİM!"
Prof. Dr. Metin Balcı ise konuşmasında, Erzurumlu olduğunu ve Atatürk Üniversitesi'nin jestinden dolayı teşekkür etti. "Son derece gururlandım. Herkese şükranlarımı sunuyorum. Ben üniversitemden kaçmadım; 17 yıl Atatürk Üniversitesi'(nde hizmet ettim, ODTÜ'den teklif geldi. Kara vermekte çok zorlandım. Gitmek taraftarı değildim," diyen Balcı, duygularını şöyle dile getirdi:
"Çünkü burada yürüttüğümüz çalışmalar vardı. Bırakıp gidersem burası ne olur, sistem nasıl devam eder? Diye kaygılanıyordum. Desteğimi kesmemek kaydıyla teklifi kabul ettim. Daha sonra da gördüm ki, arkadaşlarım çok iyiler, endişelerim de yersizmiş. Çünkü benden sonra daha iyisini sizler yaptınız. İnanın, şu anda, ODTÜ'nde olmayan imkânlar burada, Atatürk Üniversitesi'nde var. Ben, buranın evladıyım. Erzurum'un çocuğuyum. Her zaman 'Atatürk Üniversiteliyim' diyorum. Beni ben yapan Atatürk Üniversitesi'dir. Buranın imkânlarıdır. Omuzlarıma çok büyük bir yük koydunuz. Bu yükü taşımam çok zor olacak, biliyorum. Sizlerin de şunu bilmesini istiyorum: Ben, bu üniversitenin uşağı olmaya devam edeceğim."

PROF. DR. SÜTBEYAZ: "KİMYA BÖLÜMÜ TÜRKİYE'NİN EN İYİ BÖLÜMLERİNDEN BİRİ"
Daha sonra konuşan Atatürk Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz'da, Fen Fakültesi'nde Kimya Bölümünden sonra, Organik Kimyanın kurulduğunu, birçok işe sıfırdan başlanıldığını hatırlattı.

Bilimsel çalışma nasıl yapılır, yayın nedir, nasıl hazırlanır, nasıl yayınlanır? gibi pek çok konunun öğrenilmesinde Balcı'nın öncü bir rolü olduğunu hatırlatan Sütbeyaz, "Bu bölüm, şu anda, Türkiye'nin en iyi bölümlerden biri haline geldi. Metin Bey'den çok şey öğrendik. Kendisine minnettarız. Her zaman teşekkür ediyoruz. Atatürk Üniversitesi bugün Türkiye'nin önde giden birkaç üniversitesinden biriyse, bunda, Metin Bey gibi bilim adamlarımızın katkısı çok büyüktür," değerlendirmesini yaptı.

PROF. DR. METİN BALCI'NIN ÖZGEÇMİŞİ
Prof. Dr. Metin Balcı, 1948 yılında Erzurum'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Erzurum'da tamamladı. 1972 yılında Köln Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü'nden mezun oldu. Doktorasını Organik Kimya dalında Köln Üniversitesi profesörlerinden Emanuel Vogel'den 1976 yılında aldı. 1980 yılında Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü'nde göreve başladı. 1987 yılında profesörlüğe yükseltildi. Organik peroksitler, doğal ürün sentezleri, gerilimli hidrokarbon bileşikleri, fotokimya, heteroorganik bileşikler ve mekanistik organik kimya alanlarında çalışmalar yaptı. Nükleer Manyetik Rezonans Spektroskopi'yi Türkiye'de ilk kullanan bilim insanlarından biri oldu. NMR ile ilgili basılmış iki Türkçe, bir İngilizce kitabı bulunuyor.

Santrale 3 Günde 6 Bin “Hayır”
















Yalova şehir merkezine 10 km uzaklıktaki Aksa Akrilik Kimya Aş tesisleri içinde kurulmak istenilen 645 MW’lık Kömürlü Termik Santrale karşı düzenlenen imza kampanyasında ilk 3 günde 5 bin 750 imzaya ulaşıldı.

Bir hafta sürecek olan protesto amaçlı kampanyaya büyük destek veren Yalovalılar, kadın, erkek, çocuk, genç, yaşlı demeden imzalarıyla santrale hayır diyor Yalova Çevre Platformu (YAÇEP) gönüllü üyelerinin vatandaşlara Yalova’da termik santralin neden olabileceği zararlarla ilgili bilgilendirmelerin de yapıldığı imza standı, Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nin önünde yer alıyor.

Yalova’nın geleceğine imzalarıyla destek vermek isteyen duyarlı vatandaşları kente sahip çıkmaya çağıran YAÇEP Başkanı Feride Uyar, Pazar akşamı 18.00’e kadar standın açık olacağını belirtti. Uyar, “Toplanan imzaları TBMM’ye kadar götüreceğiz, eğer mümkün olursa Yalova Milletvekillerimiz, olmaz ise çevre illerimizin vekilleri aracılığı ile bu konuyu mecliste dile getirmek istiyoruz. Tek bir Yalovalının, tek bir Yalova vatandaşının imzası dahi bizim için altın değerinde. Hafta sonuna kadar imzalarınızla santrale hayır diyerek tepkinizi gösterin” çağrısında bulundu. Ayrıca internet üzerinde www.yacep.org adresinden sanal olarak imza desteği vermek mümkün.


GÖNÜLLÜLERE YALOVA HALKINDAN BÜYÜK DESTEK

YAÇEP Standında görev yapan gönüllüler ise, vatandaşların duyarlılığından çok mutlu olduklarını dile getirdiler. Kampanya Sorumlusu Özlem Akyüz Bayrı, Çevre Platformu Gönüllüleri olarak Yalova halkından büyük destek gördüklerini ifade ederek, “Bir vatandaş yanımıza gelerek santralin zararlarını sordu, bildiklerimizi anlattık. Daha sonra kendisinin Elbistan’da yıllarca kaldığını ve temiz, yaşanabilir, gelişmiş bir yer olarak Yalova’ya yerleştiğini ancak buraya da santral kurulmak istendiğini duyunca büyük hayal kırıklığına uğradığını anlattı” diye konuştu.

Yine platform gönüllülerinden Lütfü Lüleci ise imza atarken gözyaşlarını tutamayan 60 yaşlarındaki Orhan K. adındaki çevre dostundan çok etkilendiğini belirterek şunları söyledi; “Orhan bey, standa geldiğinde bize imza kampanyasını duyunca yolunu değiştirip geri döndüğünü söyleyerek, yıllar önce Gökova’da verilen çevre mücadelesine tanık olduğunu anlattı. Santrallerin zararlarını çok iyi bildiğini söyledi, imza atarken o kadar duygulandı ki gözlerinden yaşlar süzüldü. Bu insanlar ve şehrimiz için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız” diye konuştu.

Yaşam Abdest Kadar Ucuz Değildir


Kanserojen etkisi çok net olarak saptanmış ve çağdaş ülkelerde insan yaşamından izole edilmesi ciddi programlarla hayata geçirilen ASBEST ile ilgili ilçemizde ve ülkemizde alınacak önlemler çok. Uluslar arası Kanser Araştırma Ajansının kanserojen maddeler listesinde asbest maddesi, "kesin kanserojen" tanımlanması ile 1. grupta sınıflandırılıyor.


Asbest Solunum ya da içme suyu yoluyla vücuda girdiğinde başta kanser olmak üzere çeşitli hastalıklara yol açıyor. Konuyla ilgili bilgisine başvurduğumuz Akşehir Sağlık Grup Başkanı Doktor Ethem Akyel, asbestin kanserojen bir madde olduğunu; akciğer zarları arasında sıvı toplanması, kireçlenme, akciğer zarı kalınlaşması ve akciğer dokusunda bağ dokusu oluşumu gibi hastalıklara neden olabildiğini ifade etti. Abestin düşük oranlarda soluduğumuz havada ve doğal kaynaklar da dahil olmak üzere içme suyunda bulunduğunu ifade eden Ethem Akyel; “Asbest ülkemizin birçok yöresinde bulunmakta ve halkımız tarafından bilinçsizce kullanılmaktadır. Köylüler, asbesti evlerinin damlarına sermek, evlerini badana yapmak için ve küçük çocuklarda pudra yerine kullanırlar. Bu uygulamalar sırasında havaya karışan asbest lifleri yoğun şekilde solunur. Asbest, onu topraktan çıkaran ve kullanan köylülerden başka, asbestin kullanıldığı endüstri alanlarında çalışan işçiler için de çok zararlıdır.” dedi. Halkın asbestin neden olduğu hastalıkları tam bilmediğini belirten Ethem Akyel, “Asbestin neden olduğu hastalıklarri nefes darlığı, sırt ağrısı ve öksürük ilk belirtileridir. Sürekli maruz kalan kişi aynı zamanda sigara içicisi ise bu oran daha da çok artabiliyor. Halkın asbest konusunda bilgilendirilmesi gerekiyor. ” ifadelerini kullandı. Suyun dinlendirilerek içilmesi gerektiğini fakat bunun tam anlamıyla çözüm yolu olmadığını belirten Ethem Akyel, fren balataları, sıhhı tesisat işi yapan kişilerin maske kullanması gerekiyor. Su borularında oluşan asbestten korunmak için ise suyun dinlendirilmesi yeterli değil. Aynı zamanda asbestli boruların yenilemesi gerekir ki bu da oldukça maliyetli bir iş.” dedi.

Hiçbir varlık, hiçbir yapı, hiçbir zenginlik insan sağlığı ile kıyaslanamaz. Yitirdiğimiz sağlığımızı geri kazanmak ise o kadar kolay olmuyor. “YAŞAM ASBEST KADAR UCUZ DEĞİL” diyor tüm yetkilileri bu konuda göreve çağırıyoruz.

ASBEST NEDİR?
Asbest ya da diğer ismiyle amyant; ısıya, aşınmaya, kimyasal maddelere çok dayanıklı lifsel yapıda bir mineraldir. 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren endüstride yaygın olarak kullanılmış ve ‘sihirli mineral’ olarak isimlendirilmiştir. 3.000’den fazla kullanım alanı olan asbestten, özellikle gemi, uçak, otomobil yapımında, inşaat sektöründe, ısı ve ses izolasyonunda yaygın olarak yararlanılmıştır. 50 yıl kadar önce kansere neden olduğu anlaşılan asbest bu sefer de ‘öldürücü toz’ ismiyle anılır olmuştur.

İTÜ’de Korkutan Yangın















İstanbul Teknik Üniversitesi'nin (İTÜ) laboratuvarında, bu sabah çıkan yangın panik yarattı. İtfaiye yangını, kimya laboratuvarındaki kimyasal maddelere ulaşmadan söndürdü.


İTÜ’nün Ayazağa yerleşkesinde bulunan Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Laboratuvarı’nda saat 07.00 sıralarında henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Görevlilerin haber vermesiyle üniversiteye gelen İstinye'deki iftfaiye ekipleri, laboratuvardaki yangına müdahale etti. İtfaiye merdiveniyle, yangının başladığı laboratuvarın 2’nci katına ulaşan ekipler, camları kırarak içeriye köpük sıktı. Alevler, kimyasal bölüme ulaşmadan yangın kontrol altına alındı ve tamamen söndürüldü.

Yetkililer yangının çıkış nedeninin araştırıldığını, erken bir saatte meydana gelmesinin ise olası bir faciayı önlediğini söylediler.

Kimya Sektörünün İhracatı 5'te 1 Azaldı

Kimya sektörü ihracatının, 2009 yılında 2008'e göre miktar olarak yüzde 22,23 ve değer olarak yüzde 29,12 oranında düştüğü bildirildi.






İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliğinden (İKMİB) yapılan yazılı açıklamada, 2009 yılı Aralık ayının ''adeta kimyasal patlamanın'' gerçekleştiği ay olduğu, sektör ihracatının 12 ay sonra ciddi bir artış gerçekleştirdiği kaydedildi.

Açıklamaya göre, Aralık ayında sektör ihracatı, 2008 yılı Aralık ayıyla kıyaslandığında değer olarak yüzde 55,49, miktar olarak yüzde 36,22 artış kaydetti. Sektör, Aralık ayında hacim olarak 932 bin 509 tonluk, değer olarak da 936 milyon 152 bin dolarlık ihracat gerçekleştirdi.

Kimya sektörü ihracatında 2008 yılı ile 2009 yılı kıyaslandığında ise miktar olarak yüzde 22,23 ve değer olarak yüzde 29,12 oranında bir düşüş olduğu, 2008 yılında 13 milyar 610 milyon dolarlık kimyasal ihracatı gerçekleştirilirken, 2009 yılında 9 milyar 646 milyon dolarlık ihracat yapıldığı bildirildi.

İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, konuya ilişkin değerlendirmesinde, kimyanın ülke için stratejik öneme sahip bir sanayi olduğunu, bunun bilinciyle hem iç pazarda hem de ihracatta sektörü hak ettiği yere ulaştırmak için çalıştıklarını vurguladı.

İhracatta geçen yıl elde edilen başarıların global kriz nedeniyle bir dönem sekteye uğradığına dikkat çeken Akyüz, 2009 yılı Aralık ayındaki ihracat artışının yeni pazar çalışmalarının sonucu olarak memnuniyet verici bir noktaya ulaştığını, bu yöndeki çalışmaları sürdürerek ihracatta bu yükselişin devamını getireceklerini ifade etti.

Hayat Kimya’dan 350 Milyon Dolarlık Yatırım


Temizlik kâğıtları üreticisi Hayat Kimya Sanayi, İzmit’te mevcut tesise ek ve İran ile Rusya’da yeni yatırımlar olmak üzere toplamda 350 milyon dolarlık yatırım yapacak.



Hayat Kimya Yönetim Kurulu Üyesi Orhan İdil, 2009’da temizlik kâğıtlarındaki büyümenin yüzde 20 olduğunu söyledi. İdil şöyle dedi: “Biz çok uluslu şirketlerin en büyükleriyle başarılı şekilde iyi mücadele etmeyi öğrendiğimiz için yabancılar bizi ürkütmüyor. Türkiye ’de 6 katlı tuvalet kâğıdını ilk çıkaran şirketiz.”
Bu arada Hayat Kimya, 6 katlı ‘Papia Deluxe Tek Yaprak’ ürünü için 15 milyon dolarlık yeni üretim hattı kurdu.

Kimya İhracatçıları Birlik Seçimlerinde Murat Akyüz Adında Birleşti


Birlik Kanunu gereği yönetim kurulunu ve başkanını yeniden seçecek olan kimya sektörü, dört yıldır İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği'nin (İKMİB) yönetim kurulu başkanlığını yürüten Akyüz Plastik A.Ş. İhracat Direktörü Murat Akyüz, yeniden aday olduğunu açıkladı.


Başkanlığı döneminde alt sektörlerin hepsine kucak açtıklarını, onların sesi olmaya çalıştıklarını belirten Murat Akyüz, yapılan ve devam etmesi gereken çalışmaların kesintiye uğramasının Türkiye'nin ve kimya sektörünün kaybı olacağını ve bu nedenle aday olduğunu söyledi.

Başkanlığı döneminde alt sektörlerin hepsine kucak açtıklarını, onların sesi olmaya çalıştıklarını belirten Murat Akyüz, yapılan ve devam etmesi gereken çalışmaların kesintiye uğramasının Türkiye'nin ve kimya sektörünün kaybı olacağını ve bu nedenle aday olduğunu söyledi.

Birkaç büyük şirketin desteğini almanın değil, kozmetikten plastiğe, boyadan izolasyona kadar bütün alt sektörleri kapsamanın ve bu sorumluluğa herkesi ortak etmenin gerekli olduğunu söyleyen Akyüz, "Yeni yönetim kurulumuzda büyük şirketler kadar KOBİ'lerimiz de olacak. Biz hem KOBİ'leri, hem büyükleri hem de tüm sektörleri yanımızda istiyoruz. Bu nedenle de zaten yeni yönetim kurulumuzda boyadan kozmetiğe, aerosol ürünlerden plastiğe, organik-inorganik kimyasallardan temizlik malzemelerine, inşaat plastiklerinden izolasyona kadar bütün alt sektörlerimizin öncü isimlerine de yer verdik" dedi.

Murat Akyüz, başkanlığı döneminde aeresol ürünlerde Türk kozmetik firmalarının ödediği çifte ÖTV'nin sektörle ortak çalışmaları sonucu sıfıra indirildiğini, plastik hammaddelerinde vergi oranlarının AB ülkeleriyle aynı seviyeye düşürüldüğünü, Rus gümrüklerinde Türk TIR'larının yaşadığı sorunu ilk duyuranın İKMİB olduğunu belirtti

Akyüz, yeni hedeflerine ilişkin ise, "Mevcut pazarlarda payımızı artırıp, yeni pazarlar için çalışacağız. Fuar organizasyonlarımız ve ticari heyet çalışmalarımız devam edecek. Toplam ihracatta kimya sektörünün ihracatını birinci sıraya taşıyacağız. Ücretsiz eğitimlerimiz artarak devam edecek. Katma değeri yüksek ihracat yapan firmaları destekleyeceğiz. KOBİ'lerimizin ihracat potansiyelini artırmak için, şirketlerimizin yurtdışı ihracat müşterilerinin kredi notuna ulaşmasını sağlayacağız. Firmalarımızın

ihracat bedellerini daha çabuk alabilmesi için altyapı kuracağız. Sonuç olarak KOBİ'lerimiz büyüyecek, ihracatımız büyüyecek, Türkiye büyüyecek" diye konuştu.

Powered by Blogger